Balat: İkinci Baharını Yaşayan bir semt
İstanbul’un kalbinde, Fener ile Ayvansaray arasında gerçek değerinin anlaşılması için bekleyen bir vaha. Adını eski Yunanca’da ‘saray yeri’ anlamına gelen Palatia’dan alıyor Balat. Bu yazıda anlatmadığımız Balat’te bulunan lezzet noktalarını, Balat’ın tatları adlı yazımızda bulabilirsiniz
Tarih boyunca ağırlıklı olarak Musevilerin, özellikle ‘Sefaradim’ diye adlandırılan İspanyol Musevilerinin yaşadığı bir semt. Daha sonra Rumlar, Ermeniler ve Türkler de yerleşmiş. Bir dönemin gözde semtlerinden olan Balat, zaman içinde kimsesizliğine terk edilmiş. Evler ve tarihi değerler bakımsız kalmış, şehrin güvenlik zafiyetinin yaşandığı bir bölgesi haline gelmiş. Gözden uzak, yıkık-dökük ve kozmopolit yapısıyla zamanla değeri azalan bölge, 2005 senesinde başlayan dönüşüm projesiyle tekrar hayata dönmeye çalışıyor. UNESCO tarafından da koruma altına alındıktan sonra ismi duyulmaya, yerli ve yabancı turistler tarafından ilgi görmeye başlamış. Fotoğrafçıların sokaklarını arşınlamaya başlaması ve sosyal medya kullanımının artmasıyla bölge insan akınına uğramış.
Daha ilk dönemeçte karşımıza çıkan sokakta, evler arasına gerilmiş iplere asılan çamaşırlar dikkatimizi çekiyor. Yaşam tüm doğallığıyla sürerken siz mest olacaksınız. Yokuşları tırmanıp Haliç’e tepeden bakma heyecanı yaşarken, rengârenk evlerden bir müzik sesi gelecek kulağınıza. Öylece durup çok eskilere dalacaksınız. İşte o an zaman duracak, zihniniz bambaşka bir döneme gidecek. Tarihin eşsiz dokusuyla donatılmış bir şehirde yaşadığınıza şükrederken, bir bakmışsınız en tepeye tırmanmışsınız.
Fener Rum Lisesi
Karşınızda muhteşem mimarisi, rengi ve haşmetiyle Fener Rum Lisesi.
Balat Sancaklar Yokuşu
Balat, son yıllarda artan popülerliği sayesinde birçok sanatçının atölye açtığı, hatta yaşamını sürdürdüğü bir yer haline gelmiş. Sahil yolu boyunca kocaman demir kapılar ardındaki yaşam alanları oldukça ilginç. Birçoğu dizi ve filmlerde çekim malzemesi olarak kullanılmış. Kahve içmeyi ve sanatı seviyorsanız yaşadınız. İrili ufaklı birçok sanat galerisi aynı zamanda bir kahve mekânı işlevi görüyor. Sanat eserlerini seyrederek kahvenizi içebilir, beğendiğinizi satın alabilir, hatta şanslıysanız bir sanatçıya denk gelip uzun uzun sohbet edebilirsiniz.
Kahve molasından sonra, bölgenin çok dinli yaşam tarzını yansıtan ibadethanelerini keşfe çıkabilirsiniz. Bölgede Musevi, Hristiyan ve Müslüman cemaate ait çok kıymetli mekanlar bulunmakta. Kiliseler özellikle sahilde tüm haşmetiyle boy göstermekte. Aya Nikola, Aya Yorgi, Fener Rum Patrikhanesi, Aya Dimitri Rum Kilisesi ve Bulgar Stevi Stefan Kilisesi önemli tarihsel zenginliğe sahip yapılar. Balat’da biri ibadete kapalı iki Sinagog bulunmakta. Yanbol ve Ahrida Sinagogları tarihin sessiz tanıkları gibi.
Cibali
Büyük ustanNejat Uygur’un ünlü tiyatro eseri Cibali Karakolu’nu bilmeyenimiz var mı? İşte bu karakola adını veren o meşhur Cibali Kapısı da Balat’ın görülmesi gereken yerlerinden. İstanbul’un fethi sırasında Cebe Ali Bey liderliğindeki Yeniçeriler bu kapıyı kırarak şehre giriş yapmışlardır. Yolun devamında Haliç surları var. Surların büyük kısmı maalesef bakımsız ve harap durumda.
Müzeler müzeler müzeler…
Balat’a kadar gelmişken Kariye Müzesi’ni görmeden dönmek olmaz. Dışarıdan sade görünen fakat içi rengarenk ve süslü olan bu Bizans yapısı başlı başına bir yazı konusu olur.
Müze gezmeyi seviyorsanız Kadir Has Üniversitesi içindeki Rezan Has Müzesi’ni gezebilirsiniz. 1995 yılına dek Cibali Tütün Fabrikası olarak hizmet etmiş müze Urartulardan kalma çok kıymetli bir takı koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor.
Bölgedeki bir diğer eser ise Kadın Eserleri Kütüphanesi. Eski bir Fener konağının restore edilmesiyle 1990 senesinde kurulan kütüphanede, aile arşivleri, kadın konulu tezler, makaleler ve çok nadir bulunan eserler muhafaza ediliyor. Çoğu kimsenin habersiz olduğu bu kütüphane kadınlar için adeta bir bilgi merkezi durumunda ve yepyeni projeleri hayata geçirmek için çalışmalar yapılmakta.
Balat Çarşısı
Gezilerin vazgeçilmezini en sona sakladık. Alışveriş. Bölge küçük büyük antikacılarla dolu. Eski eşya severler için bulunmaz fırsat denilebilir. Üstelik Çukurcuma kadar pahalı değil. Balat’ın merkezinde yer alan Çıfıt Çarşısı ise sizi eskilere götürecek. Osmanlı döneminde Yahudilerin yoğun yaşadığı yerlere ‘Çıfıt’ denirmiş. Çarşı, ismini oradan almış.
Çarşının hemen devamında Leblebiciler Sokağı üzerinde bir mekân dikkatinizi çekecek. Agora Meyhanesi.
Şehrinizde turist olmak istiyorsanız bu fırsatı kaçırmayın, Balat’a gidin.
Nasıl gidilir:
Balat’a ulaşmanın en kolay yolu Eminönü meydana gelip oradan belediye veya özel halk otobüslerine binmektir. Sahil yolunu kullanan otobüslerle bölgeye ulaşmak mümkün. Eyüp yönündeki tüm otobüsler de ulaşım için kullanılabilirsiniz. Deniz yoluyla gitmek isteyenler, şehir hatlarının Haliç hattını veya özel deniz taksileri kullanabilirler.
Gonca Sağlık