Soğuk bir Ocak sabahı Ulus’ta, şehrin tarihinin en önemli tanığı olan Anafartalar Çarşısı’ndayız. Toplumsal hafızaların asla silinmeyen, silinmemesi ve korunması gereken mihenk taşları vardır. Bu çarşı Ankara için işte o mihenk taşıdır.
Kimi Ankaralılar “yürüyen merdivenli”, kimileri “dönen merdivenli çarşı” olarak hatırladığı Anafartalar’da, herkesin birkaç anısı mutlaka vardır. Anısı olanlardan biri olarak çarşıya girdiğimiz an o eski yıllar gözümüzde canlandı. Ankaralıların iyi bildiği Gima market uzun yıllar burada hizmet vermişti. Anafartalar Ankara’nın ilk yürüyen merdivenli çarşısı olma özelliğini taşırken bir de Gima’nın yürüyen merdivenleri o dönem burayı cazibe merkezi konumuna getirmişti. Yerlerdeki karo taşlar, geniş dükkânlar, oyuncakçılar, saatçiler, büyük ve ferah koridorlarıyla Ankaralılar için çok önemli bir çarşı durumundaydı.
Anafartalar bir çarşı olmanın çok ötesinde bir müze konumunda.. Çarşıya girer girmez sizi karşılayan, neredeyse her koridorunda birer sanat eseri arz-ı endam ederken, önünden geçenler bunun farkında mı? Füreya Koral, Seniye Fenmen, Attila Galatalı, Arif Kaptan,
Anafartalar Çarşısı iç duvarları sanat dolu
Cevdet Altuğ ve Nuri İyem’in eserleri çarşının iç duvarları, kolonları ve merdiven boşluklarında yer alıyor. Çarşının içindeki seramik, rölyef ve resimlerde insan, doğa, doğadaki dönüşüm süreçleri, evrenin sonsuzluğu ve ay kraterlerinin özellikleri anlatılmış.
Çarşı 10 Kasım 1964 senesinde açılmış. İçindeki eserler de o tarihten beri orada. Eser sahibi sanatçılar, inşaat sürerken sabah günün ilk ışıklarıyla buraya gelip eserlerini yapmaya başlar, gün kararana dek çalışırlarmış. İlmek ilmek, emek emek çalışılarak koca çarşı adeta bir sanat müzesi haline getirilmiş. Bu eserlerin bir örneğinin sadece Fransa’da olduğunu biliyor musunuz? Böylesi önemli eserler bugün ne durumda? Bir dönem kültür ve sanatın başkenti diye gurur duyduğumuz Ankara’nın sakinleri bu eserleri biliyor mu? Bilinmiyorsa iğneyi biraz da kendimize batırıp, bu kıymetli eserleri anlatmaya devam etmeliyiz. Her birey kendi sorumluluğunu bilirse kıymet bilenler artar belki? Kim bilir?..
Anafartalar Çarşısı’nda eski hareketlilikten eser yok.
Fakat esnaf işinin başında. Zemin katla birlikte 5 kattan oluşan çarşının büyük bölümünde gelinlik, abiye ve nişan kıyafetleri satılıyor. Üst katta yabancı ve ucuz ürünlerin satıldığı dükkânlar oldukça hareketli. Onun dışında koridorlar sessiz, eserler ilgisiz ve yalnız.
Türk seramik sanatı açısından bir okul niteliği taşıyan Anafartalar Çarşısı, sadece bu özelliğiyle bile görülmeye değer.