Aşkın Sanatı Gezi Yazıları
Aşkın Sanatı Gezi Yazıları
Aşkın Sanatı dedik ya. Gezmek bir aşktır. Gezmeye karar verme aşaması, tıpkı birini ilk gördüğünde çarpıldığın zamanki his gibidir. Bir kıpır kıpır olursun da yerinde duramazsın.
“Ne zaman buluşuruz, nereye gideriz” gibi heyecanların yerini “Ne zaman gitmeli, nereleri görmeli” heyecanı alır.
Cebinde 5 kuruşu olmayan aşığın bonkörlüğü ile “Belki bir daha dünya gözüyle göremeyeceğim” diyerek her tadına varmak istersiniz gezeceğiniz yerin.
Yolculukta kullanacağınız ulaşım şekline göre ara noktalar belirlersiniz. “Şurada da duralım” gibilerinden. Dedim ya, gezmek bir aşktır.
Kimi zaman tıpkı aşkta ki gibi, en güzel kısmını göstermemek için naz edip durur sevgili. Hava kapatır, gezilecek nokta sürpriz tadilata girer veya elde olmayan sebepler ile zaman yetmez. Bir buruk geçer o buluşma. Hafızalarda burukluğuna eşlik eder “keşke”ler.
Kimi zamanda yine tıpkı aşktaki gibi, “Nasıl bildi en çok bunu sevdiğimi” dedirtircesine bir fotoğraf karesi verir size. Başka fotoğraf severleri çatlatırcasına güzel bir poz çekebilmeniz için. Haftalarca çerçeve ararsınız o fotoğrafınıza da bulamazsınız.
Hele de gerçek aşkınız ile birlikte geziyorsanız iki bütünleyen ruh olarak, o zaman ebedi aşk oluverir o gezi. Hayat boyu hatıranızdan düşmediği gibi dilinizden de düşmez. Ayrı bir özen gösterilir o gezi de giyilen kıyafetlere, alınan hediyelere/hediyeliklere
Yazmak bir sanattır. Hangi dilde ve ne şekilde olduğu önemli değildir. Hatta kimi zaman tek başına yazmak da yeterli olmaz, en güzeli ile yazmak ister insan. İster de HAT adında bir sanat doğuverir bir anda.
Her yerde ve şekilde yazdı, yazıyor ve yazacak insan. Ancak o kelimeleri seçerek, en hayal edebilecek şekilde betimleyerek yazanlar var ya. Bir cümleden bir saatlik hayal kurdurabilen yazanlar. Nasıl itiraz edilebilir ki insan, yazının sanatına.
İçinizdeki aşkın tarifini, sözden mürekkebe dönüştürerek ispat edendir yazmak. Yani içinizdeki aşkın sanatıdır.
Ve bu yolda devam ederek diyebiliriz ki, “Aşk Sanatı”dır gezi yazıları. Kimi zaman kıskandırır Pamuk Prenses’teki Cadı gibi güzelliğiyle, kimi zaman ilham verir Dante’ye verdiği gibi. Kimi zaman da örnek olur, Derviş Mehmed’in Saray okulundan atılma oğlu Evliya Çelebi gibi de, yaşar ismi ölümsüz aşıklar gibi.
O yüzden paha olmaz bizce, Aşkın Sanatı olan Gezi Yazılarına…
Çağrı Sağlık