Bu yazımızda İstanbul’un karşı yakasının gözbebeği Moda’ya gidiyoruz. Moda, şehrin Anadolu kıyısında Kadıköy’ün batısında yer alan Marmara Denizi ve Prens Adalarına bakan konumda bulunan bir sahil semti. Kadıköy’den yukarı Bahariye Caddesine çıkıp, sağlı sollu mağazaları seyrederek yürüyüp ulaşıyoruz Moda’ya.. Semte girdiğimiz an binalar, insanlar ve çevre zaten bambaşka. Farklı bir yere geldiğimizi daha o ilk anda anlıyoruz. Şehrin bu köşesi her haliyle başka. Kahvelerde oturup kitap okuyan insanları görebileceğiniz kaç yer kaldı İstanbul’da? İşte daha o ilk anda bizi cezbeden Moda sokaklarına dalıyoruz önce.
Barış Manço
İlk durak bizim neslin ve hatta tüm Türkiye’nin idolü, efsanesi ve muhteşem sanatçısı Barış Manço’nun evi. Zaten Moda deyince çoğumuzun aklına hep aynı şey gelmiyor mu? “Barış Manço-81300-Moda” Adam Olacak Çocuk izleyerek büyüyen bir nesil bu adresi aklına mıh gibi işlemiştir. Manço’nun sağlığında yaşadığı bu köşk, ölümünden sonra Kadıköy Belediyesi tarafından müze haline getirilmiş. Pazartesi günleri kapalı olan bu müzede Manço ailesine ait eşyalar, odalar, yaşam alanları, Barış Manço’nun ailesi tarafından müzeye bağışlanan ödülleri ve daha nice hatıra yer alıyor. Merdivenleri çıkıp gezdikçe hatıralarınızdaki tozlu raflardan tanıdık bir çok detay ortaya çıkacak. Müzeye girişte hemen sağ tarafta bir camekan içinde, son zamanlarında kullandığı telefonunu, anahtarlarını ve not defterine yazdıklarını görünce oldukça duygulandık. Kapıdaki garajda ise sağlığında kullandığı otomobili park halinde duruyor. Her detayıyla sizi heyecanlandıracak bu müze eve ilk fırsatta gelmelisiniz.
Heyecanla karışık duygusallık içinde müzeden çıktığınızda sokağa şöyle bir göz attığınızda, tipik Moda apartmanlarını göreceksiniz. Müze’nin hemen karşısında şahane mimarisiyle bir kilise dikkatimizi çekiyor. Kadıköy bölgesi çok dinli yaşam ve hoşgörü semti olma özelliğini uzun yıllardan beri sürdürdüğü için, bu yapılara rastlamak şaşırtıcı değil. Bir diğer tarihi kilise ise Kadıköy meydana yakın. (O güzelliklerden bahsetmek için Kadıköy yazımızı beklemeniz gerekiyor.)
Moda yeme içme
Moda, kafeleri, restoranları ve dondurmacılarıyla oldukça ünlü. Son yıllarda çok fazla rağbet gören çikolatacıları da unutmamak gerek. Biz Rumeli Çikolatacısını denedik. Gerek mekan, gerek Türk kahvesinin sunumu ve lezzeti, gerek çikolatalarının eşsiz tadı ve kibar çalışanlarıyla bizlerden tam not aldı. Rumeli Çikolatacısı meşhur Moda havuzunun bulunduğu kavşağın hemen karşısında.
Buradaki kısa moladan sonra Moda sahile doğru inmeye başlıyoruz. Cumbalı evler, eski kulüpler ve güler yüzlü insanlarla dolu çevreye baka baka kendimizi meşhur Moda İskelesi’nde buluyoruz. Filmlere konu olan iskele maalesef tadilatta, girip gezmek mümkün olmadı. Uzaktan fotoğraflayıp, hayallere dalıp sahile doğru yolumuza devam ettik. Buraya kadar gelmişken Moda çay bahçesine uğrayıp, demli bir çay içmeden olmaz. Deniz kokusu eşliğinde çayımızı içip sahili gezmeye devam ediyoruz. Sahil çok keyifli olacaktı ki, dört bir yanımızı çevreleyen çekirdek kabuklarıyla irkildik. Sahilin dolgu kısmı olan kayalıklarda da durum farksızdı. Üzülmemek elde mi? Gezdikçe, keşfettikçe aynı manzaraları gördükçe alışırız gibi geliyor; alışamıyoruz. Alışmıyoruz. Güzelim yaşam alanlarımızı böyle mahvetmeye devam edersek, bir dönem sonra gezecek bir alan bulamayacağız. (Bisiklet severler, bu sözümüz size. Moda sahili Kalamış’a dek uzanan yoluyla sizin için oldukça uygun.)
Modanın içleri
Böyle sosyal mesajlarla dolu söylenmelerden sonra sahil gezimizi bitiriyor, sokak aralarına giriyoruz. Eski binaların bir çoğu bakımlı, boyanmış ve tertemiz. Bazı binalar özel okulların kullanımına tahsis edilmiş. Sokak aralarında kayboluyoruz. Gezdikçe acıkanlardansanız ve yemek yiyecek vaktiniz yoksa tarihi Moda fırınları hizmetinizde. Ponçikler, sıcacık poğaçalar, simitler. Hem bu lezzetlerin keyfini çıkarıp hem gezmeye devam ediyoruz. Moda Eczanesi ise uğramadan geçmemeniz gereken hoş bir mekan. Eczane gibi eczane görmek isteyenler için doğru adres.
Moda’nın bir diğer sembolü ise Moda Deniz Kulübü. İstanbul İstanbul iken nice toplantılara ve buluşmalara ev sahipliği yapan kulüp, günümüzde hala bir çok etkinliğin cazibe merkezi durumunda.
Moda bir çok sanatçı ve yazar-çizerin de yaşadığı semt olarak dikkat çekiyor. O meşhur zincir kahve mekanlarının özellikle üst katlarında bir çoğuna rastlamak mümkün. Sokaklarda bisiklet kullanımı oldukça fazla. Biz büyük şehirliler çok alışık olmasak da Moda halkı bisiklet ve mobiletleriyle gezmeyi seviyor.
Moda’ya gelmişken uğramadan geçmemeniz gereken bir diğer yer ise Pappa Apartmanı. Galata için Doğan Apartmanı neyse, Moda için Pappa apartmanı da o.
Farklı dokusu ve hoş insanlarıyla bizi çok etkileyen bu semtten ayrılmadan önce bir markete uğrayıp hızlıca bir kaç parça ihtiyacımızı almak istiyoruz. Alışveriş sonrası kasaya yaklaştığımızda, elimizdeki ürünlerin az olduğunu gören Moda sakinleri bize sıra vermek için yarışıyorlar.. Daha fazla söze gerek var mı? Unuttuğumuz hoşgörünün semtidir işte Moda…
Moda’ya Nasıl Gidilir?:
Eminönü veya Beşiktaş’tan vapura binip Kadıköy’e gelip, iskeleden 15 dakika yukarı yürümeniz Moda’ya ulaşmanız için yeterlidir. Karaköy’den kalkan şehir hatları vapuru ile Haydarpaşa’ya ulaşmanız mümkün. Uzun vapur yolculuğunu sevmiyorsanız, Beşiktaş-Üsküdar arası vapura binip oradan dolmuşla ulaşım sağlayabilirsiniz. Oraya kadar gitmişken Bahariye Caddesi’nde tramvaya binip bir nostalji gezisi yapabilirsiniz.
Gonca Sağlık