Edirne Sarayı ve Adalet Kasrı
Edirne Sarayı ve Adalet Kasrı, Osmanlı İmparatorluğunun devletten imparatorluğa geçiş sürecinin yaşandığı önemli bir saray. Ancak maalesef geriye pek bir şey kalmış denemez.
Şehir merkezinden “Saray Yolu”nu kullanarak ilerlediğinizde, Edirne Kırkpınar Güreş Meydanı‘na gelirsiniz. İşte burası normalde eski “Saray içi” denilen bölgeymiş. Zaten Edirne Sarayı’nın oldukça büyük bir alana sahip olduğu kayıtlarda bilinen bir olgu. Güreş Meydanını geçip yola devam ederken, Saray binaları içinde tek sağlam kalan yönetim binası olan Adalet Kasrı’na varırsınız. Burası Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmış. Usta Mimar’ın eseri yine dimdik ayakta.
Adalet Kasrı ise adı üzerinde, Yargıtay olarak kullanılan bir yermiş. Bakanlar Kurulu olarak da kullanılırmış. Binanın ilk katı Şerbethane, ikinci katı Divan Sekreterliği, en üst kat ise Divan olarak kullanılmış.
Saray’dan geriye kalan eserler içerisinde ise BAB-US SAADE (Saadet Kapısı), Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı ve Cem Sultan’ın doğduğu Cihannüma Kasrı, Kum Kasrı Hamamı, Kanuni Köprüsü, Namazgah gibi bölümler bulunmakta ancak halleri içler acısı.
Başkent İstanbul olduktan sonra da sıkça kullanılan saray, 1752 yılındaki büyük depremde zarar görmüş ardından 1776 yılındaki yangında da hasar görmüş. Fakat esas darbeleri 1829 yılındaki Rus işgali sırasında almış. Kısa sürede çok tahrip edilen Saray, son ve asıl darbeyi 1876 yılında, yine Rusların Edirne‘yi alacakları korkusunu taşıyan Vali tarafından verilen bir emirle, havaya uçurularak yaşamış.