Efes Antik Kenti
Efes Antik Kenti, her ne kadar bir Grek kenti olarak bilinse de, ilk kuruluşu ve kurucuları tam olarak Grek değil. Hatta Efes ismi bile, şehre Grekler tarafından verilmemiş. Şehir esasen, M.Ö. 1000’li yıllarda Arzawa bölge/krallığı zamanında başkent olarak kullanılmış. Iyon Grek ve Atina’lılar tarafından kurulmuş. O dönem Hititler şehre, Apasa adını vermişler. Günümüzde İzmir‘in Selçuk ilçesi içerisinde bulunan şehir, M.Ö 129 yılında Roma İmparatorluğu’na dahil olmuş.
Şehrin o dönemlerde önemli olmasına sebep, elbetteki Dünyanın 7 Antik Harikası’ndan birisi olarak bilinen Artemis Tapınağı idi. M.Ö 500 yılında tamamlanmış olan tapınağın haricinde Celcus Kütüphanesi de (M.S.117) önemli eserler arasında yer alır. Roma ve Bergama’daki kütüphanelerin ardından Antik Dünya’nın en büyük 3. kütüphanesi imiş. M.S 263 yılında Gotlar tarafından yok edilen şehir, tekrar inşa edilmiş. Ancak zaman içerisinde Küçük Menderes Nehri’nin taşıdığı alüvyonlar sebebi ile şehrin deniz ile alakası kesilmiş. Bir deniz ticaret şehri olmaktan uzaklaşan ve 614 yılında deprem yaşayan şehir, o döneme kadar, Bizans İmparatorluğu için de önemini devam ettirmiş. Daha sonra Arapların saldırılarını yaşayan şehir, 1090 yılında Selçuklu tarafından ele geçirildiğinde artık sadece basit bir köy konumundaymış. Bugün eski liman, denize yaklaşık 7 km mesafede bulunmakta. Dünyanın sayılı iyi korunmuş antik kentlerinden birisi olan Efes Antik Kenti’ni vaktiniz olmasa bile vakit oluşturup görmeniz gerekir.