Kethüda Hamamı
Bu yazımızda, İstanbul’u gezmekle bitiremeyeceğimizin kanıtlarından biri olan Kethüda Hamamı ‘ndan bahsedeceğiz. İstanbul’da yaşayıp da Ortaköy’e gitmeyenimiz var mı? Zannediyoruz yoktur veya yok gibidir. Peki ya Kethüda Hamamını bilmeyen var mı? Ya da bilen var mı diye mi sormalıyız? Böyle bir güzellik, böyle sürprizler ancak şehr-i İstanbul’a aittir. Her keşifte bir sürpriz hazırlar…Hep önünden geçtiğimiz fakat görmediğimiz bir eserle karşılaşınca duyduğumuz o heyecan içimizde Kethüda Hamamını gezmeye başlıyoruz.
16. Yüzyıldan kalma bir yapı olan hamam, halk arasında Ortaköy Hamamı olarak biliniyor. Vezir Kara Ahmet Paşa’nın kâhyası Hüsrev Kethüda tarafından yaptırılan eser, Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi, Sinan Paşa Camii ve Yahya Efendi Dergahıyla birlikte Beşiktaş’taki Mimar Sinan eserlerinden biridir.
Kethüda isminin anlamını merak edenler için yazalım, Kethüda zengin insanlara yardım eden kişi, kâhya anlamına geliyor.
İki kare bölümden oluşan Kethüda Hamamı ‘nda iki kubbe bulunuyor. Klasik Osmanlı mimari örneği olan taş hamamda, soğukluk-soyunma, ılıklık-hela ve sıcaklık-hamam bölümleri bulunuyor. 1200 metrekare alana sahip binaya ilk girdiğinizde geniş bir avluyla karşılaşıyorsunuz. Merdivenle üst kata çıkılıyor. Pencerelerin rengi ve sekizgen kasnaklı kubbe muhteşem. Alt katta hamam odaları bulunuyor. Restorasyonda orijinal kurnalar da değerlendirilmiş. Odalarda mermer hamam malzemelerini görmeniz mümkün. Mimar Sinan’ın bu muhteşem eseri, Osmanlı klasik dönem hamam mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Evliya Çelebi de 14 bin 888 İstanbul hamamı içinden bu hamamı ayırarak övgüyle bahsetmiştir.
Böyle önemli eserlerin değerinin bilinmesi ve müze olarak korunması çok önemli.. Dileriz kıymeti bilinir..
Yazı ve Fotoğraflar : Gonca SAĞLIK