İstanbul’un güzide yerlerinden birinde, Türkiye’nin güzide insanlarından birinin kurmuş olduğu Rahmi Koç Müzesi, İstanbul’u gezmek isteyenlerin görmesi gereken bir müze. Her ne kadar İstanbullular pek fazla haberdar olmasa da müze yurtdışından gelenlerin uğrak noktalarından.
İki tanesi Ayvalık’ta bir tanesi Ankara‘da olmak üzere toplam dört adet Rahmi Koç Müzesi var. Bu müzelerin tamamını gezdiğimiz için rahatlıkla söyleyebiliriz ki bu dört müzenin içerisinde en kapsamlı ve büyük olanı İstanbul Rahmi M Koç Müzesi.
Hasköy’deki Pırlanta
Hasköy’de yolun iki tarafına yerleşmiş Lengerhane Binası ve Hasköy Tersanesine yerleşmiş olan müze yaklaşık 27,000 metrekarelik oldukça büyük bir alan. Ancak müzenin en önemli özelliği Türkiye’nin ilk ve tek sanayi müzesi olması. Önce Lengerhane Binası (1994) ardından da Hasköy Tersanesi (2001) müzeye ev sahipliği yapmaya başlamış.
Müzede bugün birçok eser sergilenmekte. Gezmeye başladığınızda kendinizi bir anlamda bir zamanda yolculukta buluyorsunuz. Geçmişten günümüze hava, kara ve deniz yolları ile raylı ulaşımların sergilendiği alanlar oldukça ilgi çekici. Atatürk’ün son günlerinde kullandığı kanlı mendilinden tarihi oyuncaklara kadar uzanan sergi eşyaları da sizleri bambaşka ruh hallerine sürüklüyor.
Tarihi özellikli yemek mekanları
İstanbul’daki Rahmi Koç Müzesi’ni gezmek için uzun bir vakit gerekli. Biz sabah başladığımız geziyi öğleden sonra ancak bitirebildik. Bu esnada hem yoruluyor hem de susayıp acıkıyorsunuz. İşte bu noktada yardımınıza koşan müze içi restoran ve kafeler var. Bunların içinde özellikle iki tanesi çok ilgi çekiyor. İlki tarihi Fenerbahçe Vapuru içerisinde bulunan Büfe. Burada vapurun tarihi atmosferinde ufak tefek atıştırmalıklar ile çayınızı yudumlayıp, eski İstanbul vapurunda maziye dalıyorsunuz. Diğeri ise 1930’ların Paris’ini size yaşatacak olan Suzy’s Cafe Du Levant. Bunların haricinde Müzenin deniz kenarı kısmında bulunan Halat Restoran’da size keyifli bir yemek ve dinlenme imkânı sağlayacaktır.
Rahmi Koç Müzesi Ödüllü Bir Müze
Bir müze bu kadar iyi oluşturulur da ödülsüz kalır mı? Kalmaz elbet. Nitekim bu müze 1996 yılında Avrupa Müzeleri Konseyi Özel Ödülü’nü almaya hak kazanmış. Bu ödül, ilk defa bir Türk müzesine layık görülmesi açısından hem müze hem de Türkiye için ayrı bir anlam taşıyor. Rahmi M. Koç Müzesi, ayrıca Kültür Bakanlığı’nın 2001 yılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nün de sahibi. Ancak bizce bu müze için en büyük ödül, bizim gibi onu ziyaret edenlerin, ziyaret sonrası kalplerinde hissettikleri sevgi ve gösterilen çabaya karşı duyulan saygı.
Siz kendi gözlerinizle görene dek, sizleri merakta bırakmamak için müze çekimlerimizi videomuzdan izleyebilirsiniz. Ancak mutlaka ziyaret etmeniz gerektiğini de unutmayın.