Bursa, Türkiye’nin nüfus olarak en kalabalık 4. kenti. İlk yerleşim yerlerine yaklaşık 7000 yıl önce rastlanmakta. Ancak bugünkü kentin bulunduğu nokta ile ilgili bilgilere ilk olarak M.Ö 700’lü yıllarda ulaşılabiliyor. Homeros bölgeden Mysia olarak bahsetmekte. Şehrin ismi ise şehri kuran Bitinya Kralı Prusias’dan gelmekte. Bu isim zamanla Prusa ve oradan da Bursa ismini almış. Şehir M.Ö 74’te Roma İmparatorluğu’nun altına geçmiş, oradan da Bizans, Selçuklu ve son olarak Osmanlı yönetimine dâhil olmuş.

Osmanlı’nın ikinci padişahı olan Orhan Bey 1326 yılında şehri almış ve 1335 yılında şehri başkent yapmış. 1363 yılında başkentin Edirne’ye taşınmasına kadar başkentlik yapmış olan kent, 1453 yılında İstanbul’un fethi ile önemini daha da yitirmiş.

Kültürel anlamda şehrin başta Hacivat-Karagöz Gölge Oyunu olmakla birlikte Kılıç-Kalkan ve çiftetelli gibi çok çeşitli katkıları var. Zaten bu sebeple de 2014 yılından itibaren şehir UNESCO Dünya Mirası Listesi içerisine dâhil edilmiş. İskender Kebap ve Kestane Şekeri de şehrin önde gelen yemek kültürünü temsil etmekte. Türbeler Şehri olarak da bilinen kentte çok sayıda erken Osmanlı eseri bulunmakta. Kaplıcaları ise 2000 yıldır bilinen bir başka özelliği. Şehrin sırtını dayadığı Uludağ ise günümüzde kış sporları için popüler noktalardan biri. Şehrin layıkıyla gezilebilmesi için bizce en az 2-3 gece konaklama yapılması gerek. Ama yine de özellikle yakın illerden hafta sonu konaklamalı geziler de oldukça dolu geçecektir.