Yerebatan Sarnıcı
Yerebatan Sarnıcı, aslında şehrin gelişimi ve su dağıtımı ile ilgili fazlasıyla bilgi veren bir nokta. Ama tabii standart turist açısından bakacak olursak, yaklaşık 1600 yıllık bir tarihi eser. Sarnıca indiğinizde ilk gördüğünüz, sonsuz tane varmış gibi arka arkaya sıralanan sütunlar olacak. Siz zahmet etmeyin hiç saymaya. 336 adet sütun bulunmakta. Toplamda 100,000 ton su depolama hacmi bulunan sarnıç, Osmanlı zamanında kısa bir süre kullanılıp ardından, Osmanlı’nın kendi su sistemini devreye sokması sonrası kullanılmamış. Hatta unutulmuş. Yaklaşık 100 yıl sonra, 1544-1550 yılları arasında Bizans üzerine araştırma yapan Holandalı Gyllius, sarnıcı ve sistemini keşfetmiş.
Sütunlardan birisi, diğer sütunların aksine, üzerinde su akışı olduğu için “Ağlayan Sütun” olarak adlandırılmış. Rivayete göre buranın yapımı esnasında ölen yüzlerce köleye ağlıyormuş. Sütunların en arka kısmında ise 2 tane Medusa Başı şeklinde yapılmış sütun kaidesi bulunmakta. Bunlarında ters olarak konulması ile bu sarnıcı koruyacağı inancı varmış.
Bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen sarnıca girerken hafif nemli ve kaygan bir ortama girdiğinizi göz önünde bulundurun. Dan Brown bu sarnıcı “Inferno/Cehennem” adlı eserinde kullanarak, özellikle batılı takipçilerinde merak uyandırmış.